Tam Bir Yıl Önce Bugündü: Dolar Zirvedeyken Hiçbir Şey Olmasa da Türkiye Ekonomisinde Bir Şeyler Oldu!
Geçen yıl 20 Aralık’tı. Dolar/TL tarihi zirvesini 18.40’a taşıdı. Buraya sadece birkaç ay önce 3 Eylül’de 8.30’da gelmişti. Aylar süren dalgalanmanın ardından bakanlar değişti ve faizler düştü. 20 Aralık 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısının ardından KKM ile ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ni resmen açıkladı. 1 yıl içinde İBB seçimlerinden sonra Ali İhsan Yavuz’un dediği gibi ‘Hiçbir şey olmasa da mutlaka bir şey oldu ama biz farketmedik’ veya Hazine ve Maliye Bankası Nureddin Nebati’nin o gece çevresine dediği gibi ‘Ben sordum’ arkadaşlar sorduk bir şey yaptık mı? hayır efendim O nasıl? Olağanüstü. 20 Aralık büyük bir geceydi.’
Bakalım o büyük geceden beri bir şey yapmış mıyız? Kesin olan şeyler nelerdir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Aralık 2021’de “Türkiye Ekonomi Modeli”nin merkezine üretimi, istihdamı ve ihracatı koyduklarını açıklamıştı. Döviz Korumalı Mevduat sistemi de açıklandı. Peki ya üretim, istihdam, dış ticaret ve kur? Bakalım?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati bunu paylaşarak KKM, kredi, istihdam ve ihracat rakamlarını verdi. Oranlara bakmak istedik.
Önce dolardan başlayalım. Döviz kurundaki oynaklık azaldı ancak bu konuda resmi bir açıklama yapılmazken, Merkez Bankası rezervleriyle düzenlenen bir kur sisteminde olduğumuz ekonomistlerin hesaplamalarından ifade ediliyor.
20 Aralık 2021’de 18,40 ile tarihi zirvesini gören dolar/TL, 20 Aralık 2022’de 18,65’te seyrediyor. O günü 13.4370 TL’den kapatan kurun ardından şu ana kadar yüzde 38 arttı.
Mevduata gelince, yakın gelecekte TL mevduatın döviz mevduatını geride bırakması, KKM’nin TL cinsinden olması başka bir konu iken, KKM’nin dövize endeksli olması da bir başka nokta olabilir.
Kredilerde ise 2020 ve 2021 yıllarında Merkez Bankası faiz oranları ile faiz oranlarının düşmediği seyirden görülmektedir. 2021 sonunda indirimlerin başladığı süreçte ayrışma gözleniyor. Ticari kredilerdeki sert düşüşün TCMB, BDDK düzenlemeleri ve Nebati’nin ‘seçici’ telaffuzundan kaynaklandığı biliniyor.
Dış ticarette yeşil hattın “açık” kısmı düşünüldüğünde, özellikle Eylül 2021’den sonra son iki yıldaki artış dikkat çekiyor.
Büyümede geçen yılın aynı çeyreğine göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıladaki değişim hızının ortalarda olduğu görülüyor.
İşgücü açısından bakıldığında ise son 3 yılda sınırlı bir iyileşme görülebilse de istenilen ivmenin yakalanıp yakalanmadığı tartışmalıdır.
Aşağıda TÜİK Sanayi Üretim Endeksi’nde görüldüğü gibi çok fazla açıklamaya gerek yok.
Enflasyon oranlarında en düşük oran TÜFE olarak görülse de geçen ayın prestijiyle hepsinde “baz etkisi düşüşü” bariz. Ancak, güzelleştirme hakkında konuşmak iyimser görünüyor.